Kayıtlar

Haziran, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İlişkilerde Dikkat

Resim
* Kimden yanasın;  İlişki ya da evlilik bir takım oyunu gibidir. Bilinmesi gereken en öncelikli şey, aynı takımda olunduğudur. Yani karşı karşıya değil yan yana olunduğunu bilinci, ortak çıkar ve dayanışma gerektirdiği için tartışmaları azaltır.  *Sen benim her şeyimsin yaklaşımı;  Bir kadın sadece ya eştir ya anne ya kardeş ya da arkadaştır. Bu her birinin görevi tamamen farklıdır ve sen benim her şeyimsin yaklaşımı bir tarafın omuzuna fazlasıyla yük yükler. Annesinden gördüğü karşılıksız ve sonsuz ilgiyi eşinden bekleyen erkek hayal kırıklığına uğrayabilir.  Ya da öncesinde arkadaşlığı çok iyi olan biri evlilikte çekilmez biri olabilir. Bu durumlar, her iki taraf için de geçerlidir.  Kişilere konumlarından farklı anlam yüklememek gerekir.  * Sahiplenmenin dozuna dikkat;  Evlilik ya da beraberlik, kişilerin birbirlerini sahiplenmesi değil, ortak bir hayatı sahiplenme üzerine kurulur. Birbiri üzerinde fazla hak iddia etmek, satın alın...

Çocuklar Büyür, Ebeveynler Aynı Kalır

Resim
“Zaman sana uymazsa sen zamana uy.”  Hayatımızdaki birçok konuda olduğu gibi, çocuk büyütürken de doğru bildiğimiz yanlışlarımız vardır. Aşırı duygusal davranmak bizim kültürel dokumuzda olsa da bu sınırı fazla aştığımız takdirde onları koruyup kollamak isterken kendimize bağımlı ve öz güveni az, yalnız kalmaktan korkan çocuklar yetiştirmekteyiz.  Bizim zamanımızda olan birçok şey, artık geride kalmıştır. Kendimiz bile, eskiyi özlemle anar fakat onu istemeyiz aslında. Hangimiz ilk çıkan cep telefon modelini bugün taşımak ister?  O nedenle çocukların, büyürken verdiği her tepkiyi -zamane- olarak yermeden, günümüz şartlarına uyarlamalıyız. Yaşadığımız ortam bilgisayar çağı ise yetiştirdiğimiz çocukta topaç ya da ahşap arabayla değil, bilgisayarla büyüyecektir. Bu gerçeği kabullendikten sonra asıl önemli olan yaşına uygun ve yerinde sınırlamalar yapabilmektir. Sınırlamalar konusunda ebeveynlerin uyması gereken en önemli şey tutarlı ve kararlı davranış modelle...

Sevmek Özgürleştirir

Resim
Dünyada ki tek ortak ve tarafsız dil, sevgidir. Kazanmak için uğruna çok şey yaptığımız temel ihtiyaçlarımızdan biridir sevgi. Özgürlüğü içinde en çok barındıran, varlığı ile insanı özgürleştiren bir duygudur. İnsanoğlunun, her davranışın altında sevilme, beğenilme ve takdir edilme arzusu vardır.  Sırf bu duygu için daha çok fedakar  olur, daha çok çalışır, ödün verir, bencilleşebiliriz. Yokluğunda ise; mutsuz olur, duygusuz olur, hata yapar, yanlış kararlar veririz.  Öte yandan insan; bu kadar hayati ihtiyacı olan bir duyguyu hızla ve hoyratça neden tüketir?  Belki de nedeni kendilerini sevmedikleri ya da sevmeyi bilmedikleri içindir. Çünkü sevgisiz insan, paylaşamaz ve çoğalamaz, peşin hükümlüdür, zeki değildir.  Sevgi, insana verilmiş en ayrıcalıklı duygudur ve bir armağandır.  İnsan bunun farkında olmadığı için onu hızla tüketir.  Sevgi gidince özgürlük gider ;  Kimseyi zorla sevemezsiniz zira. Ya da kendinizi zorla s...

Bedenin En Etkili Dili Nedir?

Resim
“ ilk bulunduğunuz ortamlarda, önce kıyafetlerinizle dikkat çekseniz de çıkarken akıllarında kalan, söz ve davranışlarınız olacaktır...”   Sözlüksel tariflere karşıyım; fakat genel olarak, vücut hareketlerinin iletişimde ki etkinliğini gösterir beden dili.  Beden dilini en iyi çocuklar kullanır. Jest ve mimiklerindeki tüm hareketler, bir anlam içerir ve konuşmadan ne söylemek istediklerini, rahatlıkla anlatabilirler.  Büyüdükçe, sosyal ego gelişir ve doğal beden dili törpülenerek, üzerine çevreden eklentiler yapılır. Sonra da ihtiyaç duyulduğunda, eğitimlerle düzeltilmeye ve hatırlatılmaya çalışılır.  Beden dili  kavramı yeni gözükse de biz kendi kültürümüzde, çözmüşüzdür olayı; "Söz gümüşse, sükut  altındır." "Adamın yere bakanından suyun akanından." "Sessiz atın tekmesi." "Ağır giden yol alır." "Bakışlarını karatmak" "Suratını düşürmek."  Aslında esas olan sadece gözlemdir. Dikkatli ve çıplak gözle baktığ...

Kişisel Gelişim

Resim
Kişisel gelişim, en genel tabiriyle; insanın kendini geliştirme sürecidir. Bu süreç, bizi sürekli bir adım öteye taşıyan, yaşam kalitemizin artması ile doğru orantılı olan ve kendimizi bildiğimiz andan itibaren başlayıp, ömür sonuna kadar devam edecek olan yaşam süresini kapsar.  Bu sürece öncülük eden ve kişisel farkındalığı artıran kişiye ise "Koç" denir. (Kelimenin köküne bakıldığında, bir yerden bir yere taşıma anlamını içerir.)  Kişisel gelişim; bireyin kendi gelişim yolcuğu olduğu için temelde, “Sen değişirsen, dünya değişir” anlayışı ile açıklanabilir.  Bireysel bir yolculuk olmasına rağmen çok yönlülüğe dayanır; sayısız dalları olan bir ağaç gibi, her dalı insanın gövdeye kattığı artı bir değer ile ifade edilebilir. Dallar gövdeden güç alarak büyür ve etrafa yayılır. O güç insanın aslında kendisinde var olan ve fark edilmeyi bekleyen potansiyelidir. Kişisel gelişim bir ihtiyaç mıdır?  Yaşamak sadece nefes almaktan ibaret d...

Ya Sev Ya Ayrıl

Resim
İşten ayrılınca; *Dünyanın sonu olmadığını anladım. *Aç kalmadığımı anladım. *Aslında bir robot değil bir insan olduğumu anladım. *Özel hayatımın da olabileceğini anladım. *Sevdiklerimle zaman kavramı olmadan vakit geçirmenin, ne kadar güzel olduğunu anladım. *Duygularımın olduğunu, kendi kararlarımı kendimin verebildiğini anladım. *Daha önce kendimi hiç dinlememiş olduğumu anladım. *Bilgisayarı sürekli kullanıp aslında bilgisayardan hiç anlamadığımı hatta birçok şeyden bir haber olduğumu anladım. *Sağlığımın kıymetini anladım. *Midesel hastalıklarımın birden iyileştiği anladım. *Terfi, ast üst, yönetici, kurumsal gibi kavramlara fazla anlamlar yüklediğimi anladım. *Gülümsemekten yüzümün kırıştığını ama aslında gerçek bir kahkaha atmamış olduğumu anladım. *Seyahat etmek, film izlemek ve tembellik etmenin de ihtiyaç olduğunu anladım. *Aynı paraya birçok yerde çalışabileceğimi, tüm günümü alan bir işin aslında dünya görüşümle hiçbir alakası olmadığını an...

Farkındalık, Empati, Gelişim

Resim
Farkındalık: Bana göre kişisel bir uyanıştır farkındalık?   İnsanın, “ben ne yapıyorum?” sorusunu kendi kendine yöneltmesidir.Bir insanı geliştirmek ve harekete geçirmek için temel şart farkındalık yaratabilmek, yani içindeki isteği uyandırabilmektedir. Bu alandaki eğitimlerin başarısı bununla ölçülür. İnsan, içinde bulunduğun ana ve belki de kendine yaklaşmasıyla farkındalığın ilk adımı atmış olur.  Eğer bir şeyi gerçekten istemeyip, hatta onun gerekli olmadığına inanırsak, beynimiz o yönde çalışmaya başlar ve kendimizde, harekete geçecek gücü bulamayız.  Kısa motivasyonlarla, lastik top misali zıplar tekrar yerimize döneriz. İstemeyi fark ettiğimiz ve gerekli gördüğümüz yer çok önemlidir bu nedenle.  Farkındalık bir kıvılcımdır . Bazen, kötü giden hayatımızda kendimize sorduğumuz sorularla, bazen okuduğumuz bir kitapla, bazen aldığımız bir eğitimle, bazen yüzümüze vurulan bir eksikliğimizle, bazen baktığımız şeyi görmemizle, bazen bir a...

Eleştiri Meselesi

Resim
Biz insanlar, eleştiriden pek hoşlanmayız. Sanki, açıklarımızın, yüzümüze vurulması gibi gelir ve bundan rahatsızlık duyarız.  Çünkü kendimizi daha önce hiç eleştirmemişizdir ve başkasının bizi eleştirmesi, gariptir o yüzden.  Ama aynı şekilde bizde başkalarını çok rahat eleştirebiliriz.  Eleştiri negatiftir. Olumlu eleştiri diye bir şey olmaz. Olumlu ya da olumsuzluk sıfatı eleştiriyi yapan kişiye aittir sadece. Kendimize haksızlık etmemek için bunu iyi ayırt etmeli ona göre dikkate almalıyız.  Fakat nereden gelirse gelsin, nedense karşı tarafa, tavırla karşılık veririz her zaman. Hatta, tavrın yanı sıra aslında söylendiği gibi olmadığımızı ispat etmek için de, epey bir çaba harcarız.  Eleştiriden duyduğumuz rahatsızlık, tamda doğru yere isabet etmiş olmasındandır.  Ama yine de kabul etmek istemeyiz. Başarısızlıklarımızı yamayacak yer arar, bulamazsak başka yollar deneriz. Kimsenin bizi çekemediğini, başarılarımızı duruşumuzu, saadet...

İlişkilerde Masumiyet

Resim
Nedir ilişkilerde masumiyet? Uzun soluklu ilişkiler, masumiyetini yitirmemiş ilişkilerdir.  Masumiyet; bir kıyamama durumudur.  Yani en tartışmalı, en öfkeli zamanların arkasından bile ne yaptığını ne yediğini, nasıl vakit geçirdiğini düşünüp endişelenebiliyorsan, ilişkinin masumiyeti devam ediyor demektir. Yani ‘ben  ona kıyamam  ‘dediğin durumdur. O yüzden ilişkinin devamı için çok önemli bir duygudur.  Masumiyet bittiğinde; taraflar birbirini eskisi kadar düşünmez. Birbirlerinin ne yaptıkları ne hissettikleri, nasıl vakit geçirdikleri kimsenin umurunda değildir. Eski alışkanlık ve sorumluluklar devam etmez. Aynı evde herkes kendi işini, kendi yapar. Bir tarafın aç kalması, uyanamaması, üzerinin açık kalması, diğer tarafı üzmez, aksine ‘ne hali varsa görsün ‘dedirtir.  Yani, bir tarafın canının yanması diğer tarafta ancak herkes kadar etki yapar.  Masumiyet biterse evlilik bir görev haline gelir.  Ben ona kıyamam durumu ...

Çocuk Bakmak mı, Korumak mı?

Resim
Bakmak ile korumak arasındaki farkı, ebeveynler olarak pek ayırt edemeyiz. Zira, daha çocuk doğar doğmaz, ilk önce, kilosu ve boyu gibi fiziki ölçülerinin ne olduğunu merak eder, kilolu bir bebek olarak doğmuşsa, bir tosuncuk doğurmuş olmanın mutluluğunu yaşarız tüm aile olarak.  Oysa sağlık, sadece kilo ve boy kavramıyla açıklanabilir değildir. Sonrasında, çocuğun, büyüme ve okul çağına gelme evresine kadar gözümüz sürekli üzerinde olur, her daim ağzına bir şeyler tıkamaya çalışırız. Yemezse üzülür yakınır çeşitli yollar ararız. Zira tek amacımız, zayıf değil, Onu, iri tonton bir çocuk yapmaktır. Hatta, etrafımızda ki çocukları örnek göstermekten geri kalmaz, bak nasıl yiyor? Sen bir şey yeme! Kaşık kadar kaldı suratın! diye çıkışırız.  Anne çalışıyor ise, çocuğa bakacak kişi ya bakıcı ya büyüklerinden biri ya da kreşe olacaktır. Hangisi olursa olsun, tüm gün akşama kadar çocuk ne yedi ne içti, karnı doydu mu diye düşünür, aradığında teyit eder, eğer istediği ceva...

“Hayal Kurmak Bilmekten Daha Önemlidir.”

Resim
*Hayal kurmak zihnin egzersizidir ve tıpkı bedenin olduğu gibi ruhumuzun da bu egzersize ihtiyacı vardır.  *Hayal kurmak motivasyon için, motivasyon ise başarmak için çok önemlidir.    Stephan Leacock, “En fazla iş başaranlar en çok hayal kuranlar olabilir” der.  *Bol bol hayal kurup bunları paylaşmak insanı rahatlatır. Ama hayallerini küçümsemeyecek biriyle, paylaşmak esastır.  *Hayal kurmak, göründüğünün ötesinde biri olmak demektir. İnsanı zenginleştirir. Hayal gücü geniş insanlar daha yaratıcıdır. Daha esnek daha çok yönlü düşünürler.  *Hayaller insanı özgürleştirir. Gidemediğin yere gitme, yapamadığın şeyleri yapma hazzını yaşatır.  *Hayaller, başarılan işlerin atılmış ilk adımı gibidir. Bir amacınızı aynada görür gibi yoğun hayal ederseniz; onu elde etmek için hiçbir şey sizi yolunuzdan geri koyamaz.  Bir öğrenci sınavlara çalışırken, olmak istediği mesleği çok güçlü hayal eder, bir de görsel olarak bunu deste...

Aslında Bizi Kim Yönetiyor

Resim
Biz haricinde herkes ve her şey!  Sadece, kendi yalanımıza sıkı inanmışız hepsi bu!  * İlk başta para yönetir bizi ; O nereye derse oraya koşarak gider, attığımız her adımın altında ona bir diz çöküş sergileriz. Daha çok sahip olmak için denemediğimiz yol yoktur! Fazlasında gözümüz yok desek te, ‘ya çıkar sa.? diye aklımıza düşürür, gider şans oyunları oynarız. Varlığına çıldırtır, aşırı varlığına bozdururuz kendimizi. Zira günümüzde birçok önceliği o verir bize, mutluluğun hatırı sayılır kısmını da…  * Toplumsal kurallar yönetir bizi.  Her hareketimizin altında makbul bir insan olma gayretimiz vardır. O ne der bu ne der komşu ne der? Yumuşak bağlılığımız karşılığında aferin alırız hayattan.  Evimizi bile en çok, ya biri ansızın gelirse diye derli toplu tutarız. Ya biri gelir de dağınık, düzensiz görür de ne der diye sürekli tetikteyiz. Öyle ya aslan yattığı yerden belli olur. Sevdiklerimizden, kendimizden zaman çalar, ayağımıza dolaşan çocu...

Her Şeye Çok Kolay Alışıyoruz

Resim
Alışmak hayatımızın ve çağımızın en büyük sorunu haline geldi bana göre. Çevremizde olup bitenleri bir düşünün? Ne kadar kolay alışıyoruz her şeye. Dünün şaşkınlıkları, bugünün umursamadığımız şeyleri oluyor. Yarın ise bunları doğal bile karşılayabiliyoruz.  En büyük katkı teknolojinin. Bilmek, görmek yani her şeyin sürekli gözümüzün içine sokulması bir süre sonra bizdeki aşinalığı, alışkanlığa dönüştürüyor.  *Akıl almaz ölümlere alışıyoruz mesela. Önceden aklımızı oynatabileceğimiz görüntüler şimdi şaşırtmıyor bizi. Aynı havayı soluduğumuz dünyanın bir yerindeki katliamlar, birinin boğazının kesilmesi, vahşice öldürülmesi, doğranması, işkence görmesi, tecavüzü, çocukların katledilmesi ve onca kan dondurucu görüntüler bize artık sıradan olaylar gibi geliyor. Hatta bunları rahatça konuşup tartışabiliyoruz. Öyle ki yanı başımızda biri öldürülse ve kan gövdeyi götürse bile, elimizde telefonumuzla oradan geçip, gidebilecek düzeydeyiz.  *Güvensizl...

Kendinle Yüzleş, Kendini Tanı

Resim
Günümüzü yaşanabilir kılan ya da zehir eden huylarımız ve özelliklerimiz, kendimize ne kadar söz geçirebildiğimiz ile alakalıdır.  Kararsızlık, erteleme, odaklanamama durumlarını sürekli mi yaşıyoruz?  Kafamız hep dolu mu?  ‘Ben bunu hak etmedim dediğimiz durumlar, derin hayal kırıklıklarımız ya da öfkelerimiz ne kadar sıklıkla oluyor?  Gerçekten ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda görmeyi arzu ettiğimiz ya da yakın gördüğümüz kişiler yanımızda yok mu?  Sonuçlarını düşünmeden yaptığımız şeyler bize zarar mı veriyor?  Yapmak istemeyipte engel olamadığımız huylarımız ya da alışkanlıklarımız çok mu fazla?  Enerjimizi nerelere harcıyoruz? O ne yapmış bu ne yapmış nasıl giyinmiş, nerede yemek yemiş, ne söylemiş, hakkımda ne demiş, bundan sonra şöyle olacak böyle olacak diyor muyuz?  Aynaya baktığımızda beğenmediğimiz fiziksel özelliklerimizin sayısı ne kadar?  Olmak istediğimiz yer ile, olduğumuz yer arasında çok mu fark v...