Duygusal Zeka -EQ
EQ kavramının son yıllarda oldukça önem kazanmasının
haklı nedenleri vardır. Çünkü yaşadığımız hayatta artık çok zeki ya da genel
geçer doğrulardan yana olmak işi yürütmüyor. Daha farklı bir deyişle,
yaşadığımız şartları sürdürebilmek veya daha iyiye taşıyabilmek için gerek
kişinin kendi gerekse karşısındakinin duygularını yönetme ve yönlendirme
yetisine sahip olmak gerekiyor.
Duygusal
zekâ; ilişkilerimizde,
kendimiz dahil çevremizdekilerini de anlama, sezinleme kapasitesine sahip olup
aynı zamanda onları yönetme ve yönlendirme becerisidir.
Duygusal
zekâ, birçok bilir kişiye göre, insanın yaradılışında var olabileceği gibi
çocukluktan itibaren gelişebilen bir özelliktir. Gerek çevrenin gerekse anne
babanın eklentileriyle, öğrenilerek artar. Duygusal zekâsı yüksek olan
insanlar hayal gücü daha geniş, sanata daha yatkındırlar. Bu zekaya sahip olan
çocuklar mesela, kelimelerden ziyade resimlerle kendilerini daha çok ifade
ederler.
Günlük hayatta EQ
su yüksek olan kişiler “şeytan tüyü var” diye nitelendirdiğimiz kişilerdir. Bu
kişilere kızmak bir yana dursun bir süre sonra kendimizi onların dediklerini
uyguluyor halde buluruz. Bir şekilde olayların altından sıyrılıp,
açıklamalarını yapıp su yüzüne çıkmayı başarırlar. Misal bir randevuya geç
kaldıklarında; dişler ortada gülerek ve aynı zamanda oflaya puflaya gelip;
“sorma başıma ne geldi inanamazsın.” diye başlayabilirler söze. Bir dakika
sonra geç kaldığı için, değil kızmak, hakkında şüphe duyduğunuz için kendinize
öfkelenip özür bile dileyebilirsiniz. Kiminle nasıl konuşacağını iyi bilir,
sosyal ilişkilerini iyi düzenlerler. Çünkü empati yetenekleri gelişmiş olduğu
için olaya aynı anda iki yönlü bakarlar. Tabiri caizse, “Nabza göre şerbet”
Yakın çevremizde de
bunun örneklerini görebiliriz. Ailemiz içerisinde, herhangi bir nedenden ötürü,
“yapmazsam üzülür” dediğimiz ve istemesek bile, sırf hatırı için istediği
şekilde davrandığımız kişiler vardır. Bu kişiler, çatışma çıkarmadan
dediklerini uygular, aileyi içten içe yönetir ve böylelikle bir arada tutarlar.
İş hayatına gelince;
günümüzde çok önemli bir yer kapsamaktadır bu kavram. Büyük şirketler artık, iş
alımında EQ testlerini uygulamakta ve bunu desteklemektedirler.
Dikkat edildiğinde,
EQ’ sünü iyi kullananlar başarılı ve terfi eden kişilerdir. Çünkü daha
yaratıcı, empati kurabilen, sorunlarla ve stresle başa çıkabilen, kiminle nasıl
iletişim içerisinde olacağını bilen ve kendiyle barışık kişilerdir bunlar. İş
yapmaktan ziyade işin yapılma ve yönetilmesiyle alakadar olup istenmeyen
durumlar karşısında nasıl davranacağını iyi bilirler. Tüm gücüyle değil belki az
saatler aklıyla çalışır; yönlendirir fikir verir fikir alır, çıkarım yapar,
inisiyatif kullanır, hatta kullanacağı kişiler varsa onları da kullanır ve
terfi ederler. Çünkü, kendi duyguları olduğu kadar başkalarının da duygularını
tanıyıp anladıkları için başarının kapıları kendiliğinden açılmıştır.
Çünkü, güçlü ve zayıf
yönleri iyi tahlil ederek kötüyü iyiye çevirmeyi başarırlar. Zekadan çok, aklını
kullanır EQ ‘su yüksek kişiler.
‘İşe girerken
uygulanan sınavları, testleri, IQ sayesinde geçebilirsiniz rahatlıkla fakat
İş’te başarılı olma ve terfi etme konusu çoğunlukla EQ ile alakalıdır.

Yorumlar