Erteleme Hastalığı
İlk çıkan cep telefonu modellerinden, birini kullanan
var mı günümüzde? Ya da bundan yıllar sonra çıkacak olanları kullanabilme
imkânımız? Yok evet. Düşünmek bile mantık dışı, çünkü geçerli olan bugün
ki modellerdir.
Fikirlerde öyle; dündeki fikirlerde kalıp,
gelecektekilerini şimdiden kestiremeyiz. Geçerli olanlar; ertelenmemiş ya da
hayali olmayan olanlardır. Yani bugünküler...
Bunun yanı sıra, erteleme denge gerektirir. Her şeyi
aynı anda yapamayız elbette. Hayatımızdaki önceliklerimizi düşündüğümüzde birçok
şey, otomatik olarak arka plana geçer. Bunun adı ise, erteleme değil,
sıralamadır.
Erteleme; zamanı gelmiş bir fikrin yok
edilmesidir. Kaybedilmiş bir fırsattır. Kaçma durumuna uydurulmuş bir
kılıftır.
Bugünün işini yarına bırakmak gibi, bulaşıcı ve yaygın
bir alışkanlığa tutulmuş isek; olası fırsatların bile asla yerinde
beklemediğini ve tekrar zor geleceğini bilip bunu kabul etmek demektir.
Erteleme iş hayatı için ölümcül bir harekettir. Varsa
verdiğimiz bir karar ve zamanı gelmiş olduğunu düşünüyorsak, hemen devreye
sokmalıyız.
Erteleme, iş hayatında olduğu kadar gündelik hayatta
da, gün gelir pişmanlıklarımız olur. Birini aramamız gerekiyorsa aramalıyız
mesela. Sevdiklerimizle zaman geçirmek istiyorsak geçirmeliyiz. Çok saçma
zamanlamada olsa, varsa gözlerinin ta içine bakmak istediklerimiz, bakmalıyız.
Bazıları yolumuza saniyelik çıkar. O anı kaçırdığımızda, dört nala koşşakta
arkasından, gözden kaybederiz. Kim bilir bu saniyelik ihmal, bizim ömrümüze,
bitmeyen pişmanlıklar yayar. Zaten arayacaktık değil mi? Zaten bizde aynı şeyi
düşünüyorduk. Tüh! Biraz daha zaman olsaydı!
Erteleme, anı yaşama olayını çekip alır elimizden. Hep
geriden gideriz birçok konuda. Sürekli, ‘bir gün’ e inandır bizi. O gün bir
gelsin, herkes görecektir kim olduğumuzu. En acımasız erteleme budur aslında.
Çünkü ‘bir gün’ diye bir şey yok! Hırsla ve sürekli erteleyerek beklediğimiz o
gün hiç gelmez.
Dünün kafasıyla yarını düşünmektir, bir güne inanmak…O
yüzden her pişmanlığın arkasından deriz ki; ‘ah şimdiki aklım olacaktı…’ Böyle
bir şey de yok ne yazık ki ! Her akıl kendi döneminde geçerlidir zira.
Çünkü bir şeyler değişmiştir. Belki şartlar, belki algılar,
belki komple insanlar.

Yorumlar